10.SINIF DESEN ÇALIŞMALARI

 

 

...........  ANADOLU LİSESİ

                               GÖRSEL SANATLAR DERSİ ETKİNLİK PLANI                                    

DERS

Görsel Sanatlar

ÜNİTE

Görsel Sanatlarda Biçimlendirme 

KONU

Desen Çalışmaları

KAZANIMLAR

10.3.1.1. İnsan figürünü konu alan sanat eserlerini inceler.
10.3.1.2. Ölçü ve oranı kullanarak insan figürlü kompozisyon yapar.
10.3.1.3. İnsan figüründe rakursi görünümün farkına varır.
10.3.1.4. Kompozisyonda mekân-figür ilişkisini kurar.

SINIF

10

SÜRE

18 saat

ARAÇ VE GEREÇLER

Resim kâğıdı, kurşun kalem (2B), altlık, silgi, füzen, fırça, mürekkepli kalemler gibi farklı çizim araç gereci

YÖNTEM VE TEKNİKLER

Sanat eseri inceleme, gösterip yaptırma, uygulama, anlatım

DERS HAZIRLIK

Canlı modeli etkili bir şekilde resmetmek için nelere dikkat edersiniz?
Bu dersten sonra çizeceğiniz modeli seçmeyi, seçilen modelin ölçü ve oranını, ışık-gölge ve açık-koyu değerlerini, perspektif ilişkilerini, rakursi görünümlerini, kompozisyon­da mekân-figür ilişkisini ve sanatsal düzenleme ilkelerini başarılı bir şekilde kâğıda aktarmayı, desen çalışmalarında başarı sağlamak için modelin çok iyi gözlemlenmesi gerek­tiğini ve gözlenen modelin özelliklerinin çizgi ve lekeyle özgün bir şekilde resmedilmesi gerektiğini öğreneceksiniz.
Leonardo da Vin­ci [Leonardo Da Vinsi) 1452-1519)], Albert Dürer [Albert Dürer (1471-1528)], Michalengelo [Mikelancelo (1475- 1564)], Rembrandt [Rembrand (1606-1669)], Rubens (Rubens), İngres, Edgar Degas [Edgır Döga (1834-1917)], İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Sabri Berkel, Nuri İyem ve Abidin Dino vb. insan figürlü desen çalışmalarını, inceleyerek derse katılım sağlayınız. 

ETKİNLİK SÜRECİ

 

1. İnsan Figürünü Konu Alan Sanat Eserleri

Ünlü sanatçıların insan figürünü konu alan sanat eserlerinde ölçü ve oranı, rakursi görünümü ve kompozisyonlarında mekân-figür ilişkisi­ni  birlikte inceleyerek öğrenme-öğretme sürecini yürüteceğiz.
Önce deseni tanımlayalım; “Desen çizmek görme, algılama, ayıklama ve belirleme eylemidir.”
Sizce Nasıl görürüz? Nasıl algılarız? Nasıl çizeriz?
Bununla ilgili cevabı bir de  Leonardan da öğrenelim mi?

“Deseni sağlam ve faydalı bir şekilde öğrenmek istiyorsan, acele etmeden ve de­ğerlendirerek ilerlemen gerekir. Işığı, gölgeyi, açık-koyu ton değerlerini, aralarındaki farkı, birbiriyle olan ilişkilerini kavraman önemlidir. Görünen konturlar nasıl oluşur, na­sıl birleşir ve yön alır ne zaman netleşir ve ne zaman kaybolur anlaman lazım. Bu şekilde desen yaparak ve düşünerek devam ettiğinde uygulama tekniklerine çok çabuk hâkim olacaksın.”

Leonardo Da Vinci

“Deseni öğrenmek yeni bir dil öğrenmek gibidir. Desenin kendi sözlüğü ve en önemlisi kendi grameri vardır. Eğitimin amacı bu dile hâkim olarak, rahat bir şekilde ka­lem aracılığıyla kendi fikirlerinizi ve düşüncelerinizi zorlanmadan ifade edebilmektedir.”

Tony Rider (Toni Raydır)

 

Camille Pissarro’nun (Kamil Pisaro) eserinden hareketle insan figüründeki oran-orantı ve anatomik özelliklerini birlikte inceleyelim.

Görsel 3.4: “Bir Alanda Köylüler”, 1880, Camille Pissarro, 24,13x29,21 cm,
Kâğıt Üzerine Beyaz Tebeşir ve Odun Kömürü, Triton Vakfı Koleksiyonu

Kompozisyon üzerinden;

• İnsan figüründe anatomiyi,

• Ölçü ve oranı,

• Kompozisyonu,

              • Rakursiyi,
   • Kompozisyon ve mekân-figür ilişkisini birlikte çözümlemeye çalışalım.

 “Camille Pisarro’nun eserleri arasında ‘Bir Tarlada Köylüler’ önemli bir yer tutmaktadır. Camille Pissarro, empresyonist ressamlar arasında açık hava çalışmalarına en çok önem veren sanatçılardandır. Esere ilk bakışta açık havada iki kadının hasat zamanında tarlada çalıştıklarını görürüz. Arka planda sol orta kısımda ekin yığınları, sağ arka planda tepe kümeleri ve ağaçlık­lar görülür. Eserin orta kısmında bulunan erkek ve kadın figürleri, ekinleri toplar durumda çi­zilmişlerdir. Resimde perspektif ustaca uygulanmıştır. Resmin ön planındaki iki figür, biçilmiş ekinleri toplarken çizilmiştir. Ön planda solda olan figür ise arkası dönük bir şekilde çizilmiştir. Sanatçı, tüm resimlerinde olduğu gibi bu resimde de tarlada çalışan kadınların üretime katkısını ve yüceliğini konu almıştır. Işık ve renk canlılığı, sanatçının tüm eserlerinde önemli unsurlar­dan biridir. Eserde sanatçı ışığı, açık-koyu-orta dengesinde başarıyla kullanmıştır. Kompozis­yonda güneş betimlenmemiştir ama açık, parlak ve güneşli bir gün olduğu gözlemlenir. Işık en arka planda, küçük tepelerin üzerinde kendini göstermektedir. Eserde güçlü desen bilgisi, detaycı anlatım, formların kompozisyona yerleştirilmesinde ve mekân figür ilişkisindeki uyum en dikkat çekici özelliklerdir.

Eser; bireysel tavrı, düşünsel yorumu ve özgün biçimleri içinde barındırmıştır. Sanatçı, içinde yaşadığı dünyayı bir de kendi açısından göstererek yaşatmıştır. ‘Bir Tarlada Köylüler’ resmi, empresyonist tekniğin en iyi uygulandığı resimlerden biridir. ‘Bir Tarlada Köylüler’ res­minde yatay ve dikeylerden kaynaklanan ritmik bir devinim ve mekân oluşmuştur. Yaşamın içinde üretimin onurlu odağı olmuş kişiler... Önde çalışan iki kişi ile arkada elinde tırmıkla çalı­şan iki kişi arasında boyut farkına karşın şaşılacak bir denge vardır. Bu resmin konusu açık ha­vada geçmektedir. Gerek düzenleme gerek sunduğu hareket gerçekte ritmik bir döngüye ulaşır. Sanatçı bu ritmik döngüyü bilinçli bir şekilde vurgulamıştır. O, sınırsız gökyüzü altında ekmeği kazanan insanın tüm emeğini kullanmasına rağmen yine de yoksulluğunu ve vakur duruşunu öne çıkarmıştır. İşte bu durum, bir aydın gözlemciliği tavrı ile değil gerçeğin içinden vurgulanır. İzleyici, kendini günlük yaşamdaki bir kesitin içinde bulur. Resmin mekânı, izleyicinin kendi mekânı olur ve izleyici olayla özdeşleşir. ‘Bir Tarlada Köylüler’ kompozisyonu, çalışkan ve vefakâr köylü sınıfının ifadesidir.

Tablodaki teknik ve ruh uyumu; soğuk ve yapmacıktan öte, basmakalıp kurallar ve kuru bir teori dışında başlı başına sanatın gerekli unsurları olan içeriğin ve üretime ait özün ön plan­da ele alınarak sunulması ve anlatılmasıdır.”

1.1. Anatomi:
İnsan, hayvan ve bitkilerin yapısını ve bu yapıyı oluşturan organların ara­sındaki ilişkileri araştıran ve inceleyen bilim dalıdır.
İnsanlar sürekli hareket hâlindedir. Buna bağlı olarak insan bedeninin yapısı ve biçimi sü­rekli değişik pozisyonlar alır (Görsel 3.5). Etkili bir desen çizimi için kas ve iskelet sisteminin oluşturduğu vücudun genel yapısı çok iyi incelenmelidir.

Görsel 3.5: “Drunk Lot İçin Çalışma”, 1633, Rembrandt, 25,1x18,9 cm, Kâğıt Üzerine Füzen,
Stadel Museum (Stadel Müzyum), Frankfurt, Almanya

Ünlü ressam Leonardo da Vinci görme sistemi, sinirler, beyin, tendonlar, kaslar ve iskelet sistemi ile ilgili kadavralar üzerinde incelemelerde bulundu. Sanatçı bu incelemeler sonucunda eşsiz sanat eserleri çizdi (Görsel 3.6).

Görsel 3.6: “Omuz ve Kol Kasları ve Ayak Kemikleri”, ?, Leonardo da Vinci, ?,
Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Kraliyet Koleksiyonu, Londra, İngiltere

1.2. Ölçü ve Oran: Bir cismi veya kompozisyonu oluşturan parçaların eni ile boyu ara­sındaki farklardır. Desende ölçü ve oran bütün içindeki parçaların ya da nesnelerin birbiriyle olan büyüklük-küçüklük ve yakınlık-uzaklık ilişkileridir.
Ünlü ressam Edgar Degas bale ile tanıştıktan sonra balerinleri sahne arkasında ve pro­vaları sırasında sürekli resmetmeye başladı. Tablolarında genellikle çok sayıda figür yer alır. Tablolarında yer alan figürlerin anatomileri ve kendi içinde ve birbirleri ile olan kusursuz ölçü ve oranları dikkat çeker (Görsel 3.7).


Görsel 3.7: “Dans Sınıfı”, 1875, Edgar Degas, 85x75 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya,
Orsay Museum (Orsay Müzyum), Paris, Fransa

1.3. Bütünlük: Sanat eserinde betimlenen ögelerin uyumlu olarak bir araya gelmesidir. Parçaları birbirine eksiksiz biçimde bağlı olan birliktir. Sanat eserinde yapısal bütünlük temanın izleyiciye güçlü bir biçimde aktarılmasını sağlar.
Ünlü ressam Jean Auguste Dominique Ingres “Gatteaux Ailesi” adlı eserinde, dört ayrı insan figürünün bir araya geldiği kompozisyonda bir aile portresini mükemmel biçimde betim­ler. Kompozisyonu oluşturan figürlerin odanın içindeki konumları, bedenlerinin pozisyonları vb. unsurların bir araya gelişindeki ahenk tablodaki bütünlüğü oluşturur (Görsel 3.8).


Görsel 3.8: “Gatteaux Ailesi”, 1850, Jean Auguste Dominique Ingres, 44,1x60,7 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

1.4. Kompozisyon: Sanat eserinde ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bütün oluşturma ve düzenleme işidir. Nesnelerin, canlı figürlerin vb. görsel ögelerin belirli bir düzen içinde bir araya gelmeleri kompozisyonu oluşturur. Kompozisyonda görsel ögelerin bütüne ait ve uygun olmasına dikkat edilir. Farklı görsel ögelerin uyum içinde bir araya gelmesi bütünlük içinde çeşitliliği sağlar.
Ünlü ressam Prof. Dr. Mehmet Başbuğ’un “Kahvede Oturanlar” adlı kara kalem desen ça­lışmasında figürlerin birbirini bütünleyen ortak hareketleri, ahenkli beden duruşları ve toplumsal olarak günlük yaşamı yansıtmaları kompozisyonu oluşturan temel parçalardır ( Görsel 3.9).

Görsel 3.9: “Kahvede Oturanlar”, 2001, Mehmet Başbuğ,
50x70 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

1.5. Derinlik: Nesnelerin izleyici ile ufuk çizgisi arasında oluşan uzaklık-yakınlık ilişkisidir. Nesnelerin düzlemler arasındaki konumunun resim yüzeyinde betimlenmesidir. Resimde veya de­sende oluşturulan planlar ile elde edilen derinlik duygusu ve yanılsamasıdır. Resimde veya desende derinlik; perspektif, ışık-gölge ve hacim ilkeleri kullanılarak oluşturulur.
Jean François Millet’ye [Jan Fransuva Mile (1814-1875)] ait “Evini Süpüren Kadın” adlı desen çalışmasında, yüzeyde ön planda resmedilen figür ve nesnelerin büyük, canlı, parlak renk­lere sahip bütün detayları betimlenmiştir. Arka planda resmedilen figür ve nesneler ise detaylarını kaybetmiş ve küçük betimlenmiştir. Böylece eserde derinlik hissi sağlanmıştır (Görsel 3.10).

 

Görsel 3.10: “Evini Süpüren Kadın”, 1850, Jean François Millet, ?
Kâğıt Üzerine Siyah Tebeşir, Özel Koleksiyon

1.6. Perspektif: Nesnelerin göze uzaklığına-yakınlığına, göz hizasından aşağıda-yukarı­da oluşuna göre çizgi,  yüzey ve renk değişikliklerini kolayca çizmeye ve ifade etmeye yarayan ölçü ve oran sanatıdır.
Fikret Mualla’ya ait “Paris’te Kafede Oturanlar” adlı desen çalışmasında ağaçlar yüzey­den taşacak kadar büyük betimlenmiştir. Ağaçların ufuk çizgisine doğru dizilimi, ufuk çizgisi hizasının altında oturan insan topluluğu ve ufuk çizgisinde bulanıklaşan bina silüetleri perspek­tifin sağladığı derinlik duygusunu izleyiciye hissettirir (Görsel 3.11).

Görsel 3.11: “Paris’te Kafede Oturanlar”, 1948, Fikret Mualla, 41x52 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

1.7. Rakursi: Desende figürün ya da nesnenin tamamının veya bir bölümünün kısa gö­rünüşüdür. Rakursi görünümü kişinin nesneye üstten, yandan veya alttan bakış açısına göre değişir. Bakış açısına göre nesne büyük veya küçük, kısa veya daha uzun biçimlerde görünür. Bütün içindeki parçaların önde veya arkada oluşu rakursi görünümünü etkiler.
Gustave Courbet’ye ait “Oturmuş, Tablo Karşısında Uyuyan Adam” adlı desen çalışma­sında figürün özellikle baş, boyun ve gövde kısmında betimlenmiş kısa görünüm rakursiye uy­gun bir örnektir. Hafifçe bükülmüş bacakta, dizden kalçaya kadar uzanan bölümde oluşan kısa görünüş de derinlik ve üç boyut hissini izleyiciye hissettirmektedir (Görsel 3.12).

Görsel 3.12: “Oturmuş, Tablo Karşısında Uyuyan Adam”, 1882, Gustave Courbet, 24,4x22,6 cm,

Kâğıt Üzerine Siyah-Beyaz Tebeşir, Özel Koleksiyon

1.8. Proporsiyon: Model üzerindeki parçaların birbirlerine ve bütüne oranıdır. Oran-orantı anlamına gelmek ile birlikte her parçanın bütün ile doğru ilişkisini kurmamızı sağlayan bir tasa­rım ögesidir.
Hüseyin Avni Lifij ”Su İçen İşçi I” adlı desen çalışmasında figürde her parçanın bütün ile doğru ilişkisini kurarak proporsiyon ilkelerini doğru yansıtmıştır (Görsel 3.13).


Görsel 3.13: “Su İçen İşçi I”, ?, Hüseyin Avni Lifij, 37x27 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

1.9. Aks: Modeli çalışma kâğıdına yerleştirebilmek için bazı yardımcı çizgilerden ya­rarlanılır. Yardımcı çizgiler yatay, dikey, diyagonal veya serbest şekilde kullanılabilir. Resim çizilecek alanı ortadan ikiye böldüğü varsayılan bu yatay ve dikey yardımcı çizgilere aks de­nir. Modelin duruşu ve kurgulanacak kompozisyonun yapısına göre aks çizgileri çoğaltılabilir. Modelden parça bütün çözümlemesi yapılırken hangi parçanın nerede durduğu ve parçanın diğer parçalarla ilişkileri yardımcı aks çizgileri aracılığı ile sağlanabilir. Edgar Degas’ya ait “Dancer (İkinci Pozisyonda Battement)” adlı desen çalışmasında, resim yüzeyinde kullanılan modelin du­ruşuna göre kâğıdı ortadan ikiye bölen yatay ve dikey çizgiler aks çizgileridir (Görsel 3.14, 3.15).
Aşağıda verilen desen çalışmalarını  birlikte inceleyelim ve sürece dâhil olarak eserler üzerinde benzer çözümlemeleri birlikte yapalım. Kompo­zisyonu, ölçü ve oranı, rakursiyi, insan figüründe anatomiyi ve kompozisyonda mekân-figür ilişkisini çözümlemeye çalışalım.

Görsel 3.14: “Dancer (İkinci Pozisyonda Battement)”, 1874, Edgar Degas, 45x30,2 cm, Kâğıt Üzerine Odun Kömürü-Beyaz Tebeşir, Norton Simon Museum (Norton Saymın Müzyum), California (Kaliforniya), ABD


Görsel 3.15: “Dancer”, ?, Edgar Degas, ?,Kâğıt Üzerine Odun Kömürü-Beyaz Tebeşir, ?

Görsel 3.16: “Lord Graham”, 1816, Jean Auguste Dominique Ingres, ?,
Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon


Görsel 3.17: “La Scala’nın Portresi, Balenin Ustası”, 1925, Pablo Picasso [Pablo Pikaso (1881-1973)],
 ?, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon


Görsel 3.18: “Adem ve Havva Etütleri”, ?, Albrecht Durer, ?, Kâğıt Üzerine Kara Kalem,
British Museum, Londra, İngiltere


Görsel 3.19: “Uzanmış Silahlı Kör Adam”, 1618, Peter Paul Rubens, ?,

Kâğıt Üzerine Siyah-Beyaz Tebeşir, Albertina Museum (Albertina Müzyum), Viyana, Avusturya

Görsel 3.20: “Yabalı Figür”, 1990, Neşet Günal, 36x26 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

Görsel 3.21: “Bıyıklı ve Başlıklı Oturmuş Adam”, 1886,Vincent Van Gogh [Vinsınt Van Goh (1853-1890)],Kağıt Üzerine Tebeşir ve Kara Kalem, ?, Van Gogh Museum (Van Goh Müzyum) Amsterdam, Hollanda

Görsel 3.22: “İşçi II”, ?, Hüseyin Avni Lifij, 31x24 cm, Esmer Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon


Görsel 3.23: “Bir Çocuk Çizimi”, 1909, Max Seliger [Maks Seligı (1865-1920)], 26,2x21,6 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

Görsel 3.24: “Bir Adamın Çalışması”, ?,
Jan Toorop [Jon Torop (1858-1928)], 44x29,5 cm,
Kâğıt Üzerine Kara Kalem, ?

Görsel 3.25: “Dilenci”, 1812-1820, Francisco de Goya [Fransisko Dö Goya (1746-1828)], 20,5x14,3 cm,Kâğıt Üzerine Fırça- Kahverengi Kalem,Metropolitan Museum (Metropolitın Müzyum),New York, ABD

2. İnsan Figürlü Kompozisyonlarda Ölçü ve Oran
Uygulama çalışması için  resim kâğıdı, resim kalemleri (2B, 3B, 4B), ka­lemtıraş, altlık, silgi vb. gerekli malzemeleri hazırlayabiliriz. Bir kişi model olarak belirleyelim. Model masa üstüne rakursi oluşacak şekilde poz verecektir. (Görsel 3.26).

Görsel 3.26: Model ve desen

Çizim aşamasına geçmeden önce model üzerinde gözlem yaparak “Oturuş pozisyonunu seçtikten sonra neler yapmalıyız?” “Canlı modelin oturuş pozisyonuna göre rakursi görünümleri, aks, perspektif ve anatomisi nasıl deği­şiklik gösterir.” gibi sorulara cevap bulalım.Modelin el, ayak, kol ve bacak gibi bölümlerini ayrı ayrı çalışalım. Örneğin modelin kolunun veya bacağının farklı bakış açılarından görünüşlerini in­celeyelim. Bunların kısa süreli çalışmalarını yapalım. Kısa süreli çizimler; baş, gövde, el, bacaklar ve ayaklar için de tekrar yapılabilir. Yapılan çizimlerle anatomi, rakursi, oran-orantı, parça-bütün ilişkisi, model-mekân ilişkisi bakımından  el-göz-beyin koordinasyonunu sağlamaya çalışalım. Böylece desen çizi­mine hâkim olana kadar tekrar tekrar desen çalışması yaparak öğrenmeyi gerçekleştirelim..
Desen çalışması sırasında insanın anatomik yapısını iyi analiz etmenin, bütünü görmenin, bütün içinde parçaları algılamanın, dikkatli bir gözlemin ve el-göz-beyin koordinasyonunun gereklidir. Uygulama sürecinde gözlem yapmanın önemini kavrayalım. Modelin kendi içindeki parçaların birbiriyle uyumu ve modelin mekân ile iliş­kisi (büyük-küçük, yakın-uzak, açık-koyu) dikkatle çözümlenmelidir.
Artık canlı modelden (insan figürü) desen çalışmasına başlayabiliriz. Yukarıda bahsedilen kavramların model üzerinde çözümlenerek uygulanmasını sağlayalım.

*Önce modelin ölçüsü ve oranı inceleyelim.

*Desenin kâğıda yerleştirileceği alan (kompozisyon) belirleyelim.

*Ölçü alma işlemi tamamlandıktan sonra model, araştırma çizgi­leriyle geometrik olarak kâğıda yerleştirelim.

Görsel 3.27: Ölçü alan öğrenci

Canlı Model Üzerinden Ölçü Alma Yöntemi: Kalemi elinize alın. Yer düzlemine 900 dik açı ile tuttuğunuz kalemi kolunu dirsekten kırmadan modele doğru uzatın. Gözünüzün biri kapalı olacak şekilde, modelin başının tepe noktasından çene bitimi aralığına kadar olan bö­lümü kalem üzerinde başparmağı ile bir birim ölçü olarak tespit edelim. Tespit edilen birim ölçüyü canlı modelin aks çizgisine dikey ve yatay kaydırarak modelin boyunun ve eninin kaçar birim olduğunu belirleyelim. Yapılan bu işlemleri kâğıt yüzeyine oranlı olarak aktaralım (Görsel 3.27).3. İnsan Figüründe Rakursi (Kısa Görünüş)Rakursi, kısa görünüş demektir. Etkili bir desen çizmek için modelin anatomik yapısı, proporsiyonu, ölçü ve oranı, rakursi görünümleri ve mekân ile ilişkisi dikkate alınır. Çizimin problemleri çözüldükten sonra etüt çalışmasına geçilir (Görsel 3.28).

Görsel 3.28: “Desen”, 2004, Nazım Mehmet, 70x100 cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem,“Desende İnsan Figürü” Kitabı


Etüt çalışması yapılırken yapay ve doğal ışık kaynaklarının figür ve mekân üzerinde oluşturduğu etkiler gözlemlenebilinir. Işık, figürün her noktasını aynı şiddetle aydınlatmadığı için açık-orta-koyu ton farklılıklarının oluşur. Işığın geliş yönüne göre form renginin açıktan koyuya doğru derecelendirilmesi gerekir. Model üzerine düşen ışığı daha etkili hâle getirmek için portatif lamba ile aydınlatma yapılabilir. Işık ve gölge etkisi ile model üzerinde oluşan açık-koyu alanlar ve ton geçişleri, model üzerinde görerek kavramaya çalışalım. Çizi­len desende üçüncü boyut yanılsaması oluşturmak için model üzerindeki ışık-gölge ve açık-ko­yu kontrast, ton değerleri ile belirtilerek üçüncü boyut yanılsaması oluşturmaya çalışalım(Görsel 3.30).

Görsel 3.30: “Desen”, 2004, Nazım Mehmet, ?,
Kâğıt Üzerine Kara Kalem, “Desende İnsan Figürü” Kitabı

Desen çiziminde başarılı olmanın şartlarından biri de çok sayıda çalışma yapmaktır.

4. Kompozisyonda Mekân-Figür İlişkisi

Resimde mekân, anlatılmak istenen konu veya temanın yer aldığı, resmin kendi içindeki üç boyut yanılsamasının da kullanıldığı uzay boşluğuna verilen isimdir. Mekân, figür ve nesne­lerin birbiriyle olan ilişkilerinden ortaya çıkmıştır. Figürlerin bulunduğu mekânlar dış mekân (Görsel 3.31) ve iç mekân (Görsel 3.32) olarak incelenebilir.
Figür, resmedilen canlı ve cansız varlıklar için kullanılan terimdir. Figür kavramı, resim ve heykel sanatında insanı niteler.


Görsel 3.31:, 1990, Neşet Günal, cm, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Özel Koleksiyon

Resim sanatında “mekân-figür ilişkisi”, kimi zaman kurgusal bir anlayışla oluşturulur­ken kimi zaman da gözleme dayalı kompozisyonlarla oluşturulur. Açık ya da kapalı mekânlarda kompozisyon oluşturulurken ışığın canlı ve cansız figürler üzerindeki etkisi, mekân içinde bi­çimlerin sınırlarını belirleyerek gerçekliği yansıtır.

Görsel 3.32: “Yaşlı Bir Adam Ocağın Üzerine Kuru Pirinç Koya­rak”, 1881, Vincent Van Gogh, 45x56 cm, Kâğıt Üzerine Beyaz Tebeşir-Odun Kömürü, Kröller-Müller Museum (Krolır-Malır Müz­yum), Otterlo, Hollanda

Görsel 3.33: “Genç Moor Oturdu”, 1887,

Howard Russell Butler [Huvırd Rusel Batlır (1856-1934)],?, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, Cooper Hewitt Smithsonian Museum (kupır Hevit Simitsın Müzyum), New York, ABD

“Mekân-figür ilişkisi açısından Vincent Van Gogh’un, “Yaşlı Bir Adam Ocağın Üzerine Kuru Pirinç Koyarak” adlı eseri inceleyelim (Görsel 3.32). Esere ilk bakışta, mekânın atmosfe­riyle uyumlu bir sekilde kompozisyonun ortasında duran yaşlı insan figürü bulunur. Sol taraftan içeriyi aydınlatan ışıkla mekân içinde figürlerin kontur çizgileri belirlenmiştir. Resmin sol ta­rafına yerleştirilen ocak, ocağın üstünde zincirle asılı duran çaydanlık, insan figürünün sağ alt tarafında yerde duran çalı süpürgesi ve mekânda bulunan diğer nesneler, desenin genel kurgu­sunu oluşturur. Kurgu, pencereden gelen ışıkla belirginleştirilmiştir. Sanatçı, figürde anatomiye verdiği önemi ışık ile vurgulamıştır. Resmedilen figürün ateşe bakması, izleyicinin dikkatini ateş üzerine yoğunlaştırır. Sanatçı, insan figürünün arkasında bulunan duvar ve duvarın önünde bulunan küp ile mekânda derinlik vurgusunu hissettirir. Işıgın, hafif bir sekilde mekânı görünür kılmasından dolayı mekânda yalnızlık duygusu hâkimdir. Eserde vurgulanan kurgu, genel olarak durgunluk ve yalnızlık duygusu verir.
Yapılan eser çözümlemesini dikkate alarak çizdiğimiz figür çalışmasını mekan ilişkisini kurarak tammalamaya çalışalım.
Desen çiziminde kompozisyona ve figürün mekân içindeki oranına  dik­kat edelim. Desen çizimi sırasında mekândaki ışığın figür ya da figürler üzerindeki etkilerini dikkatlice inceleyelim. Bu etkileri, açık-orta-koyu çizgi de­ ğerleriyle çalışmalarınıza yansıtmaya çalışalım. Çizimlerinizde derinlik duygusunu yansıtabilmek için figürün içinde bulunduğu mekânda perspektif ve rakursi ilişkisine dikkat edelim (Görsel 3.34).

Görsel 3.34: “Desen”, 2004, Nazım Mehmet, 50x70 cm,
Kâğıt Üzerine Kara Kalem, “Desende İnsan Figürü” Kitabı

 


Görsel 3.35: “Oturmuş Adam”, 1882, Santiago Rusinol [Sentiyago Razıno (1861-1931)],
40x30 cm, Kâğıt Üzerine Beyaz Tebeşir-Odun Kömürü,National Art Museum of Catalonia (Neyşınıl Art of Müzyum Katelonya), Barcelona, İspanya

Desen çalışmaları bittiğinde blog sayfamızda yayınlanacaktır. Çalışmalar üzerinde çözümlemeler yaparak konuyu pekiştirmeye çalışacağız. Kendi çalışmalarınızı ve arkadaşlarınızın çalışmalarını değerlendirebileceksiniz, bunu yaparken saygılı, adil ve dürüst bir biçimde eleştirmeli, çalışmalara yapıcı önerilerde bulunmayı ihmal etmemelisiniz. Çok sayıda çalışma yapmanın desen çizimini geliştirmek için gerekli olduğunu unutmayın.
OKUMA PARÇASI
RESİMDE DESEN NEDİR?

Fransızca “dessin” sözü dilimize o kadar işledi ki onu “çizgi” ya da “çizgi resim” olarak çevirmeye pek gerek yok. Desen denince ne söylenmek istendiği kesin olarak anlaşılmaktadır. Bir şeyin deseni denilince genel olarak biçimi, eski deyimle şekli, sınırı, bir bakıma da dış gö­rünüşü anlaşılır. Bir tablonun deseninden söz edilirse siyah beyaz değerlerinin ya da tablodaki elemanların renkle ilgisiz sadece çizgisel yönünün ele alınmak istendiği de bilinir.

Desen kelimesinin neyi anlamlandırdığı üstünde uzun boylu durmaktansa onu estetik ve teknik planlarda incelemeyi, desenin resim sa­natındaki önemini belirtmeyi daha faydalı bu­luyoruz. Büyük Fransız ressam Jean Auguste Dominique Ingres [Jan Ögustu Dominik Eng (1780-1867)], ikide bir öğrencilerine “Le des­sin est la probité de l’art” cümlesini tekrarlar­mıştır. “Desen; sanatın namusu, bereketidir.” olarak çevirebileceğimiz bu cümle ile Ingres, desene verdiği önemi belirtmiştir. Zaten Ingres, Rönesans klasiklerinin özellikle Raphael (Ra­fael) ekolünün bir takipçisi olarak “desenci” bir ressamdır. Ona göre tablonun çizgisi ve çiz­giler yoluyla biçim yapısı, renginden ve renk uyumundan çok daha önemliydi. Bir tablonun deseni iyi kurulunca renk kendiliğinden gelişirdi. Eşyayı sınırlandıran dış çizgiler ölçüleri, hare­ket ve kıvraklıklarıyla iyice düzenlenince tablonun dörtte üçü ortaya çıkmış sayılırdı. Egemenlik böylece desene verilince bu dört başı mamur çizgi sisteminin üstünü örtecek olan renklerin önemi o kadar büyük olamazdı. Klasik ressamlar genellikle sınırlandırılmış bir renk repertuvarı kullan­mışlardır. Ayrıca gri tonlara kaçan renkleri daha fazla kullandıkları da bilinmektedir.


Görsel 3.2: “Expresive Head (Ekspiresif Had)”, 1924,
André Lhote (Andre Löt), 45,72x37,78 cm,
Tuval Üzerine Yağlı Boya, Virginia Art Museum
(Vircinya Art Müzyum), Richmond (Riçhmınd), ABD 200


Görsel 3.3: “Sir John Hay ve Kız Kardeşi Mary Hay”, 1816,

Jean Auguste Dominique Ingres, ?, Kâğıt Üzerine Kara Kalem, British Museum (Bıritiş Müzyum), Londra, İngiltere

 

Desen, resim sanatının temelidir. Resim öğrenimi desen çizmekle başlar. Renkler, ışık ve gölgeler, tablonun genel yapısı ve kompozisyon düzeni bu temel üstüne kuruludur. Çizgi­sel yapısı iyi tasarlanmamış ve iyi kurulmamış bir eser temelsiz bir yapı, iskeletsiz bir beden gibidir. Desen sistemi bozuk olan bir tablo, ne kadar güzel renklerle bezenirse bezensin des­teksizdir ve sağlam temelden yoksundur. Zaten plastik sanatlarda olduğu kadar mimarlık ve süsleme sanatlarında da her tasarım desenle başlamaktadır. Tablosunun şemasını kuran ressam, yapısının projesini tasarlayan mimar hatta ortaya çıkarmak istediği heykelin genel karakterini düşünen Heykeltıraş çalışmalarına çizgiyle başlar. Ondan ötürü her sanat çabasının başlan­gıcı desen, çizgidir. Ama resim sanatında bu başlangıç (bu temel) daha da büyük bir önem taşır. Andre Lhote [Andre Löt (1885-1962)] “Traité du Paysage” adlı eserinde desen üstüne şöyle diyor: “Bir tablo, iyi bir tablo ol­mak için neyi feda edebilir, neyi ede­mez?” Herhâlde onun feda edemediği şeylerden biri desendir. Ressam, desen yoluyla doğayı inceler, desen yoluyla onu yorumlar. Bu inceleme ve yorum­lamada kullandığı tek araç “çizgi”dir. Eşyanın sınırlarını gösteren ve oturtan bu çıplak çizgi, tek başına (başka hiç bir elemandan yardım görmeksizin) biçim güzelliğini, kıvraklığını, hareketini ve çeşitli anlamları içinde canlandırmaya yeter. Sanat tarihine baktığımız zaman, eski Mısırlıların, Yunanların, Çinlilerin, Gotiklerin ve Doğulu sanatçıların bu tek çizgiyle ne şaşılacak çeşitte kombinas­yonlar bulduklarını ve ne sanat harika­ları meydana getirdiklerini görürüz.”

http://www.istanbulsanatevi.com/resim-dunya­si/resimde-desen-nedir/ (06.12.2017, 10.34)

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER VEYA İLERİ DÜZEYDE ÖĞRENME HIZINA SAHİP OLAN ÖĞRENCİLER İÇİN EK ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ETKİNLİKLERİ

Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerinizin öğrenme gayret ve grafi­ğini, hızlı öğrenen öğrencilerinizin öğrenme hızlarını da dikkate alınız. Bu öğrenciler için eğitim öğretim yılı başında Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu ve BEP Geliştirme Birimi’nin iş birliğiyle Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’nı hazırlayınız. Bireyselleşti­rilmiş Eğitim Programı (BEP) doğrultusunda hazırladığınız kriter­lere göre ölçme ve değerlendirme yapınız. Gerekli dokümanlar ve bilgilendirmeler https://grslsntlr.blogspot.com/2020/12/kaynastirma-ogrencilerinin-egitimine.html adresinde verilmiştir.

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME

1-Kontrol listeleri dereceli puanlama anahtarları kullanılarak süreç öğretmen tarafından değerlendirilecektir.

Yorumlar