DÜNYANIN EN ESKİ İNANÇ MERKEZİ
Göbeklitepe'deki en ilgilnç buluntular, boyu 6 metreyi, ağırlığı 40 tonu bulabilen 'T' formlu anıtsal dikilitaşlardır (Steller). Bu gizemli dikilitaşların 10-12 tanesi dairesel planda dizilerek araları taş duvarlar ile örülmüştür. Ortadaki bir çift karşılıklı büyük dikilitaş ile çevresindeki dikilitaşlar yuvarlak ya da oval kapalı mekânlar oluşturur. Kazılar neticesinde bu mekanların altı tanesi ortaya çıkarılmış olsa da jeomanyetik ölçümlerle bu mekanların 20'yi bulduğu biliniyor.
Dikilitaşların çoğunda insan, hayvan ya da soyut semboller var. Taşa
işlenen bu en eski rölyeflerin yanı sıra üç boyutlu hayvan
kabartmalarına da rastlanıyor. Gövdesinde el, kol ve parmak motifleri
bulunan dikilitaşlarsa stilize insan heykelleri olarak yorumlanıyor.
Karşılama bölümünden kazı alanına servislerle bir dakikada ulaşılıyor.
Girişteki animasyon ve bilgilendirmeler kaçırılmayacak türden. A,B,C ve
D olarak bölümlendirilen kazı alanı, yürüyüş gezi güzergahı ile
çevrilmiş ve üstü kapatılmıştır.
Göbeklitepe ya da Göbekli Tepe, Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık olarak
15 km. kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında yer alan dünyanın
bilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Bu yapıların ortak özelliği,
T biçimindeki 10 – 12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları taş
duvarla örülmüştür. Bu yapının merkezinde daha yüksek boyda iki
dikilitaş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikilitaşların çoğu
üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartma
ya da oyularak betimlenmiştir. Söz konusu motifler yer yer bir süsleme
olamayacak kadar yoğun olarak kullanılmıştır.
Bu kompozisyonun, bir
öykü, bir anlatım ya da bir mesaj ifade ettiği düşünülmektedir. Hayvan
motiflerinde boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba
en sık görülen motiflerdir. Bir yerleşim değil, kült merkezi olarak
tanımlanmaktadır. Buradaki kült yapılarının üretime geçiş aşamasına –
tarım ve hayvancılığa- yakın olan son avcı grupları tarafından inşaa
edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Diğer anlatımla Göbekli Tepe, çevredeki
oldukça gelişmiş ve derinlik kazanmış bir inanç sistemine sahip olan
avcı – toplayıcı gruplar açısından önemli bir kült merkezidir. Bu
durumda bölgenin en erken kullanımının Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ’ın
(PPN, Pre-Pottery Neolithic) A evresine (MÖ. 9.600 – 7.300), yani
günümüzden en azından 11.600 yıl öncesine dayandığı ileri sürülmektedir.
Bununla birlikte Göbekli Tepe'deki en eski faaliyetleri tarihlendirme
olanağı şimdilik yoktur, fakat bu anıtsal yapılara bakıldığında
Paleolitik Çağ'a kadar uzanan, birkaç binyıl daha eskiye, epipaleolitike
kadar giden bir tarihçesi olduğu düşünülmektedir. Göbekli Tepe'nin bir
kült merkezi olarak kullanımının MÖ 8 bin dolaylarına kadar devam
ettiği, ve bu tarihlerden sonra terk edildiği, başka ya da benzer
amaçlarla kullanılmadığı anlaşılmaktadır.Tüm bunlar ve kazılarda ortaya
çıkarılan anıtsal mimari, Göbekli Tepe'yi eşsiz ve özel yapmaktadır. Bu
bağlamda UNESCO tarafından 15.04.2011 tarihinde Dünya Mirasları'na aday
gösterilmiştir.Tüm bu dikilitaşlar, stilize insan heykelleri olarak
yorumlanmaktadır. Özellikle D yapısı merkez dikilitaşlarının gövdesinde
bulunan insan el ve kol motifleri, bu konudaki her türlü şüpheyi ortadan
kaldırmaktadır. Dolayısıyla "dikilitaş" kavramı, işlev belirtmeyen
yardımcı bir kavram olarak kullanılmaktadır. Esasen bu "dikilitaş"lar,
insan vücudunu üç boyutlu olarak betimleyen stilize tarzda yontulardır.
Yorumlar
Yorum Gönder