........... ANADOLU LİSESİ GÖRSEL SANATLAR DERSİ ETKİNLİK PLANI
|
||||||||||
DERS |
Görsel Sanatlar |
|||||||||
ÜNİTE |
Kültürel Miras |
|||||||||
KONU |
Müzelerde İnceleme ve Uygulama III |
|||||||||
KAZANIMLAR |
11.2.1.1.
Atatürk’ün müzelerimizin kurulmasındaki katkılarını açıklar. |
|||||||||
SINIF |
11 |
|||||||||
SÜRE |
8 saat |
|||||||||
ARAÇ VE GEREÇLER |
Video,Khanacedemy turkce yotupe kanalı,Kültür bakanlığı sanal müzeler web siteleri,Genel Ağ ,Resim defteri Serbest teknik,eser fotoğrafları,dijital kaynaklar |
|||||||||
YÖNTEM VE TEKNİKLER |
Araştırma,Sunum yapma,İzleme,Soru-cevap,Uygulama |
|||||||||
DERS HAZIRLIK Önce ÖN TEST formunu doldurarak müzeler hakkında neler hatırladığınızı ölçelim.En az bir sanal müze inceleyip, sanal gezinti yaparak, aşağıdaki soruları cevaplayıp BİLGİ KARTI hazırlamanızı bekliyoruz.Ardından incelediğiniz müze için bir Afiş tasarımı yapmanızı isteyeceğiz. 1. Müze, hangi
şehrin hangi semtinde ya da mahallesindedir? Örnek BİLGİ KARTI için makalemizi okuyabilirsiniz. TRT2
' nin “Müzelerin Yıldızları“ adlı youtupe kanalından çeşitli müzelerin
tanıtımlarına da ulaşabilirsiniz. |
||||||||||
ETKİNLİK
SÜRECİ “Bir vatanın sahibi olmanın
yolu, o topraklarda yaşanmış tarihî olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları
tanımak, sahip olmaktan geçer.” Atatürk’ün bu sözü hakkında neler söyleyebiliriz. Ülkemizde müzecilikle ilgili
faaliyetlerin ne zaman başladığını önceki derslerimizden hatırlayan var mı?
Osman Hamdi Bey’in Müzecilik tarihimizdeki yeri ve önemi hakkında kimler bir
şeyler söyler? Aşağıdaki özet niteliğindeki videoları izleyerek müzeciliğin tarihsel
gelişimi hakkında bilgilerimizi hatırlamaya çalışalım.
Cumhuriyet Dönemi’nde
Atatürk’ün konuya verdiği önemi, önemli gelişmeleri sıralayarak
açıklayabiliriz. 9 Mayıs 1920’de çalışmaya başlayan ilk hükümet Atatürk’ün emri ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir Türk Asarı-ı Atika Müdürlüğü (Eski Eserler Müdürlüğü) kurmuştur. Bu müdürlük bir yıl sonra Hars Müdürlüğüne (Kültür Müdürlüğü) dönüştürülerek müdürlüğün kadrosu ve görev alanları genişletilmiştir. Savaş yıllarında İzmir Lisesi ambarlarında koruma altına alınan Sard Kazısı eserleri Büyük Taarruz’dan sonraki süreçte Amerikan Konsolosluğu tarafından New York’taki Metropolitan Müzesine kaçırılmıştır.Atatürk’ün isteği ile müzeler Müdürü Halil Ethem’in (Eldem) girişimleri sonucunda 56 sandık eserden 53’ü 1924 yılında Türkiye’ye iade edilmiştir. 1923’te Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa eğitim ve kültür konularında çalışmak üzere Atatürk tarafından görevlendirilmiş ve Heyet-i İlmiye’yi kurmuştur. Heyet, Ankara’da bir Milli Müze kurulmasını, Türk Etnografya Müzesi’nin açılmasını ve Asar-ı Atika Nizamnamesi’nin güncellenmesini ele almıştır. Atatürk’ün terkedilmiş ve harabe durumdaki Topkapı Sarayı’nın onarılarak eşyalarının korunması, yerli, yabancı ziyaretçilere sergilenmesi ve müzeye dönüştürülmesi konusundaki düşüncelerinin etkisiyle Başbakan İsmet İnönü ve Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar öncülüğünde Topkapı Sarayı’nın müzeleştirilmesi için Bakanlar Kurulu kararı alınmıştır. Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasından sonra buralardaki kıymetli eşyalar Ankara’ya gönderilerek Cumhuriyet’in ilk müzesi olan Etnografya Müzesi oluşturulmuştur. Atatürk’ün isteği üzerine Konya’da bulunan Mevlana Türbesi ve Mevlevi Dergahı bu sürecin dışında tutularak içindeki eşyalarla birlikte müzeye dönüştürülmüş ve 1927 yılında Konya Asar-ı Atika Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Atatürk, çıktığı tüm yurt gezilerinde gittiği illerde bulunan tarihî eserleri, yapıları ve müzeleri ziyaret etmiş (Görsel 2.1); eksiklikler ve onarıma ihtiyacı olanlar konusunda ilgili kişileri, kurumları harekete geçirmiş; düzenlenmiş olan müzelerle ilgili memnuniyetini bildirmiştir. Atatürk, 1931’de Başbakan İsmet İnönü’ye çektiği bir telgrafta Konya’daki Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait medrese, camii, türbe gibi yapıların acilen onarılması ve ülkemizde bulunan eserlerin ortaya çıkarılması, tasnif ve muhafaza edilmesi için kendi arkeologlarımızın yetiştirilmesinin gerekliliğinden bahseder. Bunun üzerine arkeoloji öğrenimi için öğrenciler gönderilmiş, Türk Tarih Kurumu kurulmuş ve Ankara’da ilk Tarih Kongresi gerçekleştirilmiştir. Birinci Türk Tarih ve Dil Kongrelerinden sonra özellikle Hitit Medeniyeti kalıntılarına önem veren Atatürk bu konuyla ilgili yapılan tüm çalışmaları ve kazıları desteklemiş ve Ankara’da bir Hitit Müzesi kurulması emrini vermiştir. Ankara’daki Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han’ın onarılarak bugünkü adıyla Anadolu Medeniyetler Müzesi olan müzenin Hitit Müzesi olarak açılması kararı alınmıştır. İstanbul Dolmabahçe Sarayı Veliaht dairesinde oluşturulan Resim ve Heykel Müzesi 20 Eylül 1937’de Atatürk tarafından açılmıştır. Hayatının her aşamasında tarihe, tarihî eserlere, müzelere, bunların korunup geliştirilmesine önem vermiş ve desteklemiş olan Atatürk, ölümünden Anıtkabir’e götürülünceye kadar geçen sürede çok yakından ilgilendiği Ankara Etnografya Müzesi’nde misafir edilmiştir.
Buraya kadar anlatımlarımız, izlediklerimiz Genel Ağı kullanarak aslında sanal bir ders niteliğinde! Sanal müzeler de, 1990’lı yıllarda teknolojik gelişimin hızıyla birlikte müzelerin iletişim sağlamaya yönelik olarak Genel Ağ’ı kullanmaya başlamaları ile ortaya çıkmış bir kavramdır. Ülkemiz ve ilimiz dışındaki müzeleri sanal ortamda ziyaret ederek teorik ve görsel bilgilere ulaşılabilir. Sanal müze, değişik medya olanaklarından yararlanılarak hazırlanmış sayısal nesneleri ve bunlara ait bilgileri barındıran kültürel ve sanal mekânlardır. Sanal müzeler dünya çapında erişimi olanaklı kılmak amacıyla da fiziksel anlamda bir mekâna ihtiyaç duymayan yapılar şeklinde de tanımlanabilir. “Uluslararası Müzeler Günü” 18 Mayıs günüdür ülkemizde de “Müzeler Haftası” olarak kutlanır.Müze eğitiminin yalnızca müze ziyaretinden ibaret değildir, ziyaret öncesinde gidilecek olan müze ve müzedeki eserler hakkında detaylı bilgi edinmek gerekir. Bunun için sizden Bilgi Kartları hazırlamanız istenmişti. Şimdi sıra ile sanal gezinti yaptığınız müzeler hakkında sunumlarınızı yapabilirsiniz. İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç farklı yapıdan oluşmuştur. Fatih Sultan Mehmed döneminde yapılmış olduğu düşünülen Çinili Köşk, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyan İstanbul’daki tek yapıdır. 1880’de İmparatorluk Müzesi olarak kullanılmış 1939’da içindeki eserler dağıtılarak bina Topkapı Sarayı Müzesi’ne devredilmiştir. Çinili Köşk 1981’de İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlanarak Osmanlı ve Selçuklu çini ve seramiklerinin sergilendiği bir müzeye dönüştürülmüştür. 1883’te Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi (Güzel Sanatlar
Akadamesi) olarak Osman Hamdi Bey tarafından inşa ettirilen Eski Şark
Eserleri Müzesi uzun süre okul olarak kullanılmıştır. Sanayi-i Nefise
Mekteb-i Alisi’nin Cağaloğlu’na taşınmasından sonra bina 1917-1919 arasında
arkeoloji müzesi müdürü Halil Edhem Bey tarafından Yakın Doğu ülkelerine ait
eserlerin sergilendiği bir müze hâline getirilmiştir. Bu müzede Yunan öncesi
döneme ait Anadolu ve Mezopotamya eserleri ile İslamiyet öncesi döneme ait Mısır
ve Arabistan yarımadası eserleri yer alır. 1887-1888 yıllarında Osman Hamdi
Bey önderliğinde yapılan Sidon Kral Nekropol’ü (Sayda, Lübnan) kazılarında İskender
ve Tabnit Lahdi gibi önemli eserler çıkarılmış ve bu eserlerin
sergilenebileceği bir müze binasına ihtiyaç duyulmuştur. Osman Hamdi Bey
tarafından Çinili Köşk’ün karşısına dönemin ünlü mimarı Alexandre Vallaury’ye
bir arkeoloji müzesi binası inşa ettirilmiştir. O dönemde müze binası olarak
yapılmış dünyadaki ilk 8-10 müze arasında yer alan Müze-i Hümayun 13 Haziran
1891 tarihinde ziyarete açılmıştır. İstanbul Arkeoloji Müzesi olarak
da 1993 yılında Avrupa’da yılın müzesi seçilmiştir. Konu anlatımının sonuna geldik müzeler ile ilgili bilgilerimizi hatırladık çeşitli müzelerin sanal bağlantılarını kullanarak gezintiler yaptık arkadaşlarımızın tanıtımlarını dinledik ve konu ile ilgili Afiş çalışmalarımızı bitiriyoruz.Şimdi de son test formumuzu doldurarak kazanımlarımızı değerlendireceğimiz aşamadayız,aşağıdaki formu doldurarak eksikliklerimizin üzerinde biraz konuşalım.
|
||||||||||
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER VEYA İLERİ DÜZEYDE ÖĞRENME HIZINA SAHİP OLAN ÖĞRENCİLER İÇİN EK ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ETKİNLİKLERİ |
Gezi ile ilgili tüm işlemler 8 Haziran 2017 tarihli 30090 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’ne uygun olarak yapılır (Yönetmelik çerçevesinde doldurulması gereken tüm boş formlar Ekler bölümündedir). Bu yönetmeliğin üçüncü bölüm 10. maddesi’nde belirtilen “Veli İzin Belgesi (Ek-5)” öğrencilere dağıtılır, gezi öncesinde toplanarak gezi dosyasına konur. Okul yönetimi ile ulaşım araçlarını sağlayan firma arasında “Okul Gezileri Çerçeve Sözleşmesi (Ek-6)” düzenlenir. Yönetmeliğin ekler bölümünde yer alan “Gezi Planı (Ek-9)” doldurularak izin işlemleri başlatılır (Görsel 2.3). Yapılacak gezi için aynı yönetmeliğin dördüncü bölüm 13. maddesine göre il sınırları içindeyse eğitim kurumu müdürlüğünden il sınırları dışındaysa mülki idare amirliğinden izin alınır. |
|||||||||
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME |
1 -Çalışmaların öğretmen tarafından değerlendirilmesi ve sürecin takip edilmesi sağlanacaktır. 2-Müzelerde inceleme ve uygulama değerlendirme formu ile değerlendirme yapılır. |
Yorumlar
Yorum Gönder